Güneydoğu Asya’dan başlayarak geniş bir coğrafyaya yayılan turunçgiller, dünya çapında üretimi en fazla yapılan meyve grubu olarak yer alır. Pahalı ve zaman isteyen bir yatırım olması nedeniyle, turunçgil yetiştiriciliğinde ekonomik verimliliğin sürdürülmesi ve ürün kayıplarının önlenmesi ancak gerekli bakımlar yapılarak mümkün hale gelir.
Turunçgil Bitkisinin Özellikleri Nelerdir?
Sedef otugiller (Rutaceae) familyasının bir üyesi olan turunçgil, diğer bitkilere kıyasla daha yakın bir geçmişe sahiptir ve 4 çeşide ayrılır:
- Portakal (Citrus sinensis [L.] Osb.),
- Altıntop (Citrus paradisi Macf.),
- Mandarin (Citrus reticulata),
- Limon (Citrus limon Burm. F.).
Akdeniz ülkeleri arasında önemli bir üretici konumuna sahip olan Türkiye’de turunçgil yetiştiriciliğinin %50’ye yakınını portakal oluşturur, bunu mandarin ve limon takip eder. Ülkemizde en az üretimi yapılan turunçgil çeşidi ise yaklaşık %5 oranıyla altıntoptur.
Turunçgil Bitkisinin Yetiştirme Koşulları Nasıl Olmalıdır?
Turunçgil yetiştiriciliği, uzun soluklu ve yoğun emeğin sürdüğü bir yatırım olduğundan bitkinin genel iklim isteklerinin yanı sıra, bahçe özelinde de ekolojinin uygunluğu önemsenmeli ve dikilecek çeşit buna göre belirlenmelidir. Turunçgillerin ana vatanı tropik ve semi-tropik iklimler olsa da buralarda yetiştirilen türlerde meyvelerin kalitesi arzulanan düzeyde değildir. Dolayısıyla sofralık tüketim amacıyla üretilen turunçgiller için subtropik iklim en idealidir. Bitkinin tüm gelişimini etkileyeceği ve meyve dökümlerine yol açabileceği için turunçgil üretiminde iklim koşullarının karşılandığından emin olunmalıdır. Turunçgiller arasından limon, daha özel ekolojik isteklere sahiptir.
Turunçgiller düşük sıcaklıklara ve kuru rüzgarlara karşı son derece duyarlı olup don olaylarından olumsuz etkilenir. Büyümeleri ve gelişimlerini sürdürebilmeleri için minimum 12,8°C sıcaklığın mevcut olması gerekir. 18-20°C’ye kadar hızlanma eğiliminde olan bitki gelişimi, 26-28°C sıcaklığın olduğu koşullarda en üst hızına ulaşır. Daha yüksek sıcaklıklarda ise büyüme yavaşlayarak 38-39°C’de neredeyse tamamen durur. Yüksek sıcaklık karşısında en dayanıklı olan turunçgil mandarinken limon en dayanıksız olandır. Turunçgiller, üretim sezonu boyunca sürecek olan farklı düzeylerde toplam sıcaklık isteğine sahiptir. Limonda gözlenmeyen bu toplam sıcaklık istekleri diğer türlerde şu şekildedir:
- Portakal: 1260-2670°C,
- Altıntop: 2400-3770°C,
- Mandarin: 1500-2800°C.
Turunçgiller için en verimli topraklar iyi havalanan, geçirgenliği fazla, kumlu, kumlu-tınlı, tınlı veya killi-tınlı topraklardır. Bitkinin yüksek oksijen ihtiyacı olduğu için toprağın süzek yapıda olması ve ağır killi topraklardan kaçınılması önerilir. Hafif asidik toprak isteğine sahip olan turunçgil için pH düzeyi 6’yı aşan veya bunun altında kalan toprak tipleri bitki üzerinde toksik etkiye yol açar. Bitkinin dikileceği toprakta derinlik en az 1 metre olmalı ve taban suyu sorunu mevcutsa drenaj ile çözülmelidir.
Turunçgil Bitkisini Yetiştirme Teknikleri Nelerdir?
Turunçgil yetiştiriciliği için öncelikle bahçe için uygun bir arazi seçilmeli ve dikim öncesi gerekli hazırlıklar yapılmalıdır. Bitkinin ihtiyaç duyduğu iklimsel koşullar ve duyarlı olduğu durumlar dikkate alındığında çukur, alçak araziler veya vadilerden kaçınarak yer seçiminin yapılması önerilir. Bahçe tesisinde ilk olarak toprak analizleri yapılmalı ve bahçenin ekolojisi ile genel iklim koşullarından hareketle dikilecek olan tür ve çeşide karar verilmelidir. Dikim öncesinde arazi parsellenerek temizlenir ve gerekli olması durumunda tesviye yapılır. Turunçgiller rüzgardan olumsuz etkilenen bir bitki grubu olduğu için rüzgar ihtimali bulunan bahçelerin çevresine rüzgar kırıcılar dikilmelidir.
Dikilecek fidanların sertifikalı ve sağlıklı olmalarına özen gösterilmelidir. Turunçgil bahçelerinde genellikle kare dikim şekli uygulanır ve dikim aralıkları türe ve ağacın taç büyüklüğüne göre belirlenir. Ağaçların taçları birbirine girmeye başladıktan sonra bahçede dikim sıklığını azaltmak üzere seyreltme yapılmalıdır.
Turunçgil Bitkisinin Gübreleme, Sulama ve Bakımı Nasıl Yapılmalıdır?
Turunçgil yetiştiriciliğinde bahçe içi ekolojisi büyük önem taşıdığından ve ağaç tacının büyümesi bu koşullara bağlı olarak farklılaştığından dolayı, budama ve bakımların bitki isteklerine uygun ayarlanması son derece önemlidir. Bitkinin gübre ve sulama ihtiyaçları da yapılan tahlillerle belirlenmelidir. Toprak analizlerinden yola çıkılarak her yıl gübreleme işlemi tekrarlanmalıdır. Turunçgiller arasında gübre istemi en fazla olan tür limonken buna karşılık, mandarinler gübre ile beslenmeye daha az ihtiyaç duyar. Turunçgillerde topraktaki besin maddelerinin zenginleştirilmesi için fosforlu, potasyumlu gübreler ile çiftlik gübrelerinden faydalanılır. Azotlu gübreler ise bitkinin tomurcuklanma döneminde ve mayıs-haziran arasında sulama ile verilecek şekilde 2 defada uygulanır.
Turunçgillerde sulama toprak yapısına ve iklim şartlarına bağlı olarak yapılır. Turunçgil türleri yüksek sıcaklık karşısında farklı dayanıklılık düzeylerine sahip olduklarından yetiştirilen türün dayanımı dikkate alınarak su ihtiyacı karşılanır. Turunçgiller arasından en fazla sulama ihtiyacı olan tür limondur. Özellikle sıcaklığın yüksek seyrettiği yaz aylarında bitkinin susuzluk stresine girmesi önlenmelidir. Sulama çanak veya tava ile karık usulü yapılabileceği gibi, damla sulama yöntemi de uygulanabilir. Bunun için mümkün olduğu takdirde tansiyometre kullanılması önerilir.
Turunçgillerde taç gelişimine destek olmak, bitkinin sağlıklı gelişimini sağlamak ve kaliteli ürünler elde edebilmek için gerektiğinde budama işlemlerinin yapılması gerekir. Dikim budamasına ek olarak, verim ve şekil budaması gerçekleştirilir. Turunçgiller şekil budamasını takiben 2-3 yıl boyunca budama gerektirmez ve limon dışındaki türlerde her yıl budama ihtiyacı bulunmaz. Tüm bunlara ek olarak, bahçelerde ortaya çıkabilecek olan turunçgil hastalıklarına karşı önlem alınması ve hastalık gözlendiği zamanlarda turunçgil ilaçlarıyla uygun mücadele verilmesi bitkinin bakım sürecinde önemli bir yere sahiptir.
Turunçgil Hastalıkları Nelerdir ve Nasıl Mücadele Edilir?
Turunçgil yetiştiriciliğinde meyve kalitesini düşüren ve ürün kayıplarına yol açabilecek hastalıklardan biri şudur:
Kahverengi Leke (Alternaria alternata f. sp. citri)
Kahverengi leke hastalığı, turunçgillerde genç sürgün, yaprak ve yeşil meyve kabuğu üzerinde belirtiler vererek ortaya çıkar. İlk aşamada yapraklarda oluşan lekeler; ilerleyen aşamalarda delinme, dökülme veya yaprağın tamamen kurumasıyla sonuçlanır. Meyvelerde ise çukurlaşmış kahverengi ya da siyah lekelerle belirti verir ve enfekte meyveler ileride dökülür. Sürgün gelişim dönemlerinde sık sulamadan kaçınılarak hastalığa karşı kültürel önlem alınsa da, bahçede enfekte bitki görülmesi durumunda etkili bir çözüm için Champ Formula* ilacından faydalanılabilir.
*Önemli uyarı: Bitki koruma ürünlerini dikkatli kulllanınız. Kullanmadan önce mutlaka etiketi ve ürün bilgilerini okuyunuz.
Turunçgil Hasat ve Toplama Süreci Nasıl Olur?
Turunçgil bahçelerinden elde edilecek olan meyvelerin pazar açısından yüksek albeni ve kaliteye sahip olması için hasadın doğru zamanda yapılması oldukça önemlidir. Turunçgil hasadı için havanın açık ve güneşli olması ve ağaçların yaş olmaması arzulanır. En uygun zamanın belirlenmesinde meyvenin şeker ve asit oranı ile kabuk renginin dönmesi gibi belirteçler dikkate alınarak olgunlaşması temel alınır. Meyveler, merdiven yardımıyla ve steril bir makas kullanılarak ağaca zarar vermeden ve saplar uzun bırakılacak şekilde kesilerek toplanır. Meyvelerin hasar almasını önlemek için toplama kaplarının buna uygun olarak seçilmiş olması gerekir. Toplanan meyveler gece boyunca bahçede bekletilir ve ardından ilaçlanarak ambalajlanır. Tüm işlemlerin gerçekleştirilmesi sonrasında ürünler nakliye öncesi depolara aktarılır.
Faydalanılan Kaynaklar:
- Tarım ve Orman Bakanlığı
- Erciyes Üniversitesi
- Ankara Üniversitesi
- Tarım Kütüphanesi
- Türkiye Tohumcular Birliği