Türkiye’nin yanı sıra dünyada da farklı birçok bölgede yetiştirilen armut ağaçlarından yeterli verimin alınabilmesi için yetiştirme koşulları hakkında bilgi sahibi olmak çok önemlidir. Verimin artmasında hem bakım uygulamaları hem de hastalıklarla mücadele önemli rol oynar.
Armut Özellikleri Nelerdir?
Gülgiller (rosaceae) familyasına ait olan armut (pyrus); gövde, kök, dallar, tomurcuk, yaprak, çiçek ve meyve bölümlerinden oluşur. Dik şekilde büyüyen armut ağaçlarının gövde rengi türe göre değişebilir. Oldukça sert bir gövdeye sahip olan ağaçlar tohumdan yetişmişse kazık kök oluşur. Ancak çok iyi sulanan ağaçlarda saçak ve yan kökler de görülebilir. Dallar ise odun ve meyve dalları olmak üzere iki türe ayrılır.
Armut ağaçlarında tomurcuklar sürgün, yaprak ve çiçek tomurcuğu olarak farklılaşır. Tüysüz çiçek tomurcuklarının içinde yaprak ve çiçekler gelişir. Meyve dallarının ucunda bulunan bu tomurcuklar sürgünleri meydana getirir. Yaprak tomurcukları ise zamanı geldiğinde açarak sert yapıdaki, olgunlaşınca kenarları dişli olan yaprakları oluşturur. Tepe tomurcuğu olarak da bilinen sürgün tomurcukları ise dalların ucunda yer alır.
Armut ağacının çanak ve taç yapraklardan oluşan çiçekleri hüzme şeklindedir. Her hüzmede en fazla 15 adet çiçek bulunur. Taç yapraklar pembe, beyaz ya da kırmızı olabilir. Hüzmenin tepesinde bulunan ilk çiçek açtıktan sonra çiçeklenme alttan başlar ve yukarı doğru devam eder. En son orta katmanda bulunan çiçekler açar.
Su oranı oldukça yüksek olan armut meyvesi ise yuvarlak hücrelerden oluşur. Taş hücrelerinin oluştuğu bazı meyveler kumlu bir dokuya sahip olabilir. Bu hücrelerin oluşumu çoğunlukla ağacın yetiştirildiği toprakla ilişkilidir.
Armut çeşitleri olgunlaşma zamanlarına göre yazlık, kışlık ve güzlük olmak üzere üç grupta sınıflandırılır.
Yazlık armut çeşitleri:
- Wiliams,
- Limon armudu,
- Dr. Jules Guyot,
- Mustafa Bey,
- Akça,
- Santa Maria,
- Precoce Coscia,
- Nijisseki.
Kışlık armut çeşitleri:
- Deveci armudu,
- Ankara armudu,
- Passe Crassane,
- Beurre Clairgeau,
Güzlük armut çeşitleri:
- Conference,
- Beurre Hardy,
- Abate Fetel,
- Ya Li,
- Beurre Bosc,
- Triumphe de Vienne.
Armut Yetiştirme Koşulları Nasıl Olmalıdır?
Ilıman iklim koşullarında yetiştirilen armut, kış mevsimine elmaya kıyasla daha az dayanıklıdır; soğuğa dayanıklılık derecesi ise armut türlerine göre değişiklik gösterir. Hava sıcaklığının genel olarak -30°C’nin altına düşmesi durumunda armut yetiştiriciliği yapılamaz. Don olayları sürgünlerin uçlarına zarar verir. Armut, ayrıca rüzgâra karşı da hassastır. Kuvvetli esen soğuk rüzgarlar gelişmeyi ve meyve oluşumunu olumsuz etkiler. Bu anlamda, yazların yağışlı ve serin geçtiği bölgeler armut yetiştiriciliği için uygun değildir.
Özellikle gövde ve yapraklar soğuğa karşı hassastır. Çoğu armut çeşidi -11°C’nin altında zarar görür. Tomurcuklar -3,9°C, yeni açan çiçekler -2,2°C ve küçük meyveler ise -1,1°C’ye kadar dayanabilir. Armutta, havanın sıcak olduğu yaz aylarında ve bol güneşli günlerde olgunlaşma gerçekleşir. Ancak serin bölgelere adapte olan armut çeşitleri de mevcuttur.
Armut ağaçlarının kış dinlenme ihtiyacı da bulunur; genel olarak 7,2°C’nin altında, 1000 ila 1500 saat arasında dinlenmesi gerekir. Bu ihtiyacın karşılanmaması durumunda ağacın çiçeklenme rutini bozulur.
Armut ağaçlarının toprak bakımından fazla seçiciliği yoktur. Ancak toprağın derinliği önemlidir. Geçirgen, derin, besin maddeleri yönünden zengin topraklarda verim artar. Derinliği az olan taşlı ve kuru topraklarda yetişen meyvelerin şekli bozuk olabilir. Aynı şekilde, nem oranı yüksek olan topraklarda da meyve kalitesi düşer. Bu topraklarda yetişen sofralık meyveler yavan olabilir. Anaca göre de toprak isteği değişiklik gösterebilir.
Armut Yetiştirme Teknikleri Nelerdir?
Heterozigot yapıdaki armutların yetiştirilmesi için vejetatif tekniklerden yararlanılır. Armut ağaçları, çöğür ve klon anaçları kullanılarak çoğaltılır. Aşısı yapılan armut fidanları çoğaltılırken T göz aşısı, yetişkin ağaçlarda ise çoban ve yarma aşıları kullanılır. Aşı ile çoğaltmada yetiştirme tekniği, toprağın yapısı, tür ve üretim amacı göz önünde bulundurulmalıdır.
Kuraklığa ve toprakta bulunan fazla neme karşı dayanıklı olan armut çöğürleri, en fazla kullanılan güçlü anaçlardan biridir. Hastalıklara ve değişik toprak tiplerine dayanıklıdır. Diğer çöğür anaçları şu şekildedir:
- Armut çöğürleri,
- P. Calleryana,
- P. Communis,
- Ahlat.
Armut için en önemli klon anaçlarının başında ise ayva gelir. Ayvadan elde edilen Quince A, Quince B ve Quince C gibi klonlar çoğaltmada tercih edilir. Bu ara anaçların kullanılmasının nedeni ise ayva anacının bazı armut türleriyle uyumsuz olmasıdır.
Armut Gübreleme, Sulama ve Bakımı Nasıl Yapılmalıdır?
Sulama, armut yetiştiriciliği yapılan bölgenin yıllık yağış miktarına göre yapılabilir. Yağışın düşük olduğu bölgelerde genel olarak mayıs ayından ekim ayının başına kadar, 10-20 günlük periyotlarla sulama yapmak uygundur. Kumlu topraklarda bu süre daha kısa tutulabilir. Sulamanın doğru ve zamanında yapılması meyvelerin daha kaliteli olmasını sağlar. Fazla sulama sonucunda kışlık armutlarda muhafaza zorlaşırken; az sulama sonucunda meyvelerin boyutu küçük, dokusu ise kumlu olabilir. Toprağın ve havanın neminin yüksek olması, meyvenin kalitesini artırmak için idealdir.
Gübrelemede ise yapay gübre, çiftlik gübresi ya da yeşil gübre bitkileri kullanılabilir. Çiftlik gübreleri toprağın azot, potasyum ve fosfat yönünden zenginleşmesini sağlar; içinde yer alan humus sayesinde toprağın fiziki durumunu iyileştirir. Gübreleme 3-4 yılda bir, sonbaharda yapılabilir. Gübre miktarı ise ağaçların yaşına, toprak durumuna ve mahsule göre değişiklik gösterebilir, ancak dekar başına ortalama 3-4 ton gübre uygulanması yeterlidir. Uygulamanın ardından gübrenin zaman kaybetmeden toprağa işlenmesi önemli bir noktadır.
Armut ağaçlarında budama işlemi ise her yıl bir kez yapılabilir. Kuruyan, hastalıklı ve kırılan dallar dipten ya da yanlardan kesilebilir. Taçların hava ve ışık alması için sık dallar da budanabilir. Ağaçların çok yaşlı olması durumunda, meyve yükünün hafifletilmesi amacıyla meyve dallarının kesilmesi de uygundur. Verimin çok yüksek olduğu dönemlerde meyve seyreltmesi ve hasat zamanında herekleme yapılır.
Armut Hastalıkları Nelerdir ve Nasıl Mücadele Edilir?
Armut hastalıkları, ağacın ve meyvenin hasar görmesine neden olarak verimi büyük oranda düşürür. Bu hastalıklarla kültürel ve kimyasal yöntemlerle mücadele edilir.
Ateş Yanıklığı (Erwinia Amylovora)
Ağaca en çok zarar veren armut hastalıkları arasında ateş yanıklığı bulunur. Türkiye’de de sıklıkla karşılaşılan ateş yanıklığı, erwinia amylovora bakterisinin neden olduğu bir hastalıktır. Bu hastalık, ilkbahar aylarında sürgün uçlarının kurumasına ve aşağı doğru kıvrılmasına neden olur. Ayrıca, sürgünde yer alan tüm meyve ve yapaklar da kurur. Sürgünler, normalden farklı olarak kahverengi veya siyah renge döner. Hastalık, sürgünle birlikte gövdeye ve kalın dalların dokularına da zarar verebilir.
Hastalıkla mücadelede kullanılan kültürel yöntemlerden biri olarak; bakterinin görüldüğü dalların, sağlam kalan bölümün yaklaşık 20 cm altından dezenfekte edilmiş aletlerle budanması gerekir. Daha şiddetli durumlarda ağacın kökünden kesilmesi ve yakılması faydalı olur.
Hastalıkla mücadelede kültürel yöntemlerin yanı sıra armut ilacı kullanımından da yararlanılır. İlaçlamada Serenade*, 100 litre suya 1000 ml ölçüde uygulanır. Birinci ilaçlama çiçeklenme başladığında, ikinci ve devam eden ilaçlamalar ise hava sıcaklığının 15°C ve üzeri olduğu, nemli ve yağışlı koşullarda, beşer gün arayla yapılmalıdır. Çiçeklenme sonrası ilaçlama yapılmamalıdır.
*Önemli uyarı: Bitki koruma ürünlerini dikkatli kullanınız. Kullanmadan önce mutlaka etiketi ve ürün bilgilerini okuyunuz.
Armut Zararlıları Nelerdir ve Nasıl Mücadele Edilir?
Armut hastalıklarının yanında, meyvenin kalitesini düşürme ve ağaca yüksek derecede hasar verme riski taşıyan bazı armut zararlıları da mevcuttur.
Armut Psillidi (Cacopsylla pyri)
Armut zararlılarından biri olan armut psillidi; erginliğinde yaklaşık 1-2 mm’ye ulaşabilen, sarımsı-turuncu ve açık kahverengi renklerinde olan bir tür yaprak piresidir. Bu zararlının nimfleri yapraklarda ve sürgünlerde beslenir, ergin hale varınca ise ağaçların yaprakları (hem ağaç üzerinde hem de dökülmüş) ve tomurcukları arasında gizlenir. Ağaçtan beslenen armut psilidi öncelikle yapraklarda ve meyvelerde şekil ve renk bozukluklarına sebep olur, yoğun bulaşma devam ederse meyvelerin dökülmesine de neden olabilir. Ayrıca, salgıladığı balımsı şekerli madde sebebiyle fotosentezi engelleyerek ağacın dallarının veya tamamının ölmesine sebep olabilir; meyve ve yaprakları kaplayan bu madde toprağa aktığında toprakta saprofit mantarların oluşmasına yol açarak tomurcukların açılmasını engelleyebilir.
Armut psillidi mücadelesinde sulama, budama ve gübrelemeye özen gösterilmesi ilk adımdır. Armut psillidi daha çok ara ziraat yapıldığı için sık sulama yapılan bahçelerde zarara sebep olur. Dolayısıyla, armut yetiştiriciliğinde bostan ve sebze gibi ara ziraat yapılması önerilmez.
Kimyasal mücadelesinde ise armut psillidi ilacı olarak Sivanto SL 200* kullanılması uygundur. Bu ilaç, zararlının yumurta, nimf ve ergin dönemlerinin tümünde kullanılabilir. İlaçlama ile hasat arasındaki süre en az 14 gün olmalıdır.
*Önemli uyarı: Bitki koruma ürünlerini dikkatli kullanınız. Kullanmadan önce mutlaka etiketi ve ürün bilgilerini okuyunuz.
Armut Hasat ve Toplama Süreci Nasıl Olur?
Armut hasadı elle yapılır. Hasat sırasında meyvelerin saplarından tutularak koparılması gerekir. Koparılan meyveler, ürün zarar görmeyecek şekilde astarlı sepetlere yavaşça bırakılmalıdır. Hasadın en fazla iki ya da üç seferde tamamlanması gerekir.
Armut hasat zamanı meyvenin türüne göre değişir. Yazlık armutlar sabah çok erken saatlerde toplanırken, kışlık ve güzlük armutlar ise meyvelerin üzerinde bulunan çiğ kalktıktan sonra toplanır. Hasadın erken yapılması durumunda meyvelerde buruşma gibi şekil bozuklukları ve su kaybı görülür. Geç kalan hasatta ise meyvenin etinin rengi koyulaşır; meyve, mantar hastalıklarına daha kolay yakalanır.
Hasat zamanının geldiği meyvenin fiziksel durumundan da anlaşılabilir. Olgunlaşan meyvelerin sertliği azalır ve iriliği artar. Meyvelerin ilk baştaki yeşil rengi zaman içinde önce yeşil-sarı, hasat zamanında ise tam sarı olur. Hasada öncelikle bu olgunlaşan meyvelerden başlanır.
Hasadın ardından meyveler kısa süre içinde saklanmalıdır. Muhafaza süresinin uzadığı her gün meyvenin ömrü kısalır. Olgun armutlar -2,8°C’nin altında donduğu için, muhafaza edileceği depoların yaklaşık 0-1°C arasında olması gerekir.
Faydalanılan Kaynaklar:
- T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı
- Ondokuz Mayıs Üniversitesi
- T.C. Milli Eğitim Bakanlığı